Uçurtma

  Uçurtma

Uçurtmam rüzgarda takılı kaldı. Gözlerime inen yaşların lüzumsuz,vakitsiz, anlamsız direnişini kırmak için bir dost yüzü gerek bana. Ağlamak için değil, hayır hayır katiyen ağlamak için değil, anlamak için...
Atlı arabalar geçiyor, yalçın kayaların sarp uçurumlarından. Taşlar yuvarlanarak iniyor vadinin derinliklerine. Evlerin bacalarından çıkan dumanlara tutunup, sıyrılıyorum yamaçlardan. Tutunduğum her kayada elime boşluk geliyor. Kanlı bir boşluk.
Sızlayan elim değil, ayağım değil, yüzüm değil, gönlüm de değil. Dosta bakan yamaçlarımda, taze kalmış, buyümemiş, çocuksu yanlarım sızlıyor...
Uçurtmam rüzgarda, gönlüm dağların yamaçlarda kaldı.
Ebemkuşağı gibi kuzeyden güneye uzanmış bir tebessümün peşinden koşuyorum. Elimde kanlı bir boşluk. Öleceğim belki ama dönmeyeceğim...
Ağlamaklı değilim, anlamaklıyım....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Küçük bir veda

Benim Tanrım Sizin Tanrınızı Döver